Ekonomide bir çok bilinmeyen kelime var. Son dönemde finansal piyasalara artan ilgi bu kavramların daha fazla merak edilmesine neden oldu. Resesyon da bu kavramlardan bir tanesi. Bu yazımızda resesyon ne demek, resesyon nasıl oluşur ve sonuçları nelerdir gibi soruların cevaplarını bulabileceksiniz.
Resesyon nedir ?
Resesyon kelimesinin terimi Latince’den gelir ve “iniş, durgunluk” anlamına gelir. Bu kavram, bir ülkenin ekonomisi resesyondayken, yani büyümüyor, büyümesi durmuş hatta küçülüyorsa bu konudan söz edilir.
Gayri safi yurtiçi hasıla (GSYİH), bir ülke ekonomisinin en önemli göstergesidir. Bu bağlamda, bir ülkenin Gayri safi yurt içi hasılasi art arda iki çeyrekte artmadığında veya yükseliş görülmediğinde bir durgunluk meydana gelir. Gayri safi yurt içi hasıla düzeyi ve göreli büyümesinin yanı sıra, bir coğrafyanın ekonomik en net durumu hakkında bilgi veren işsizlik ve ekonomi vs. oranı gibi önemli göstergeleri de vardır.
Resesyon Başlangıcı Nasıl Anlaşılır ?
Bir durgunluk dalgası halinde başlayan resesyon genellikle de farklı şekillerde de karakterize edilir. Bu duruma örnek olarak, beklenen ekonomik yükseltinin aynı anda zayıflamasıyla birlikte karamsar bir ruh haline büründüğü görülür. Bu genellikle talepteki düşüşe yansır. Örneğin, durgun bir ekonomide işgücü piyasasında hızlıca işten çıkarmalar başlar ve aynı zamanda kısa süreli çalışma modellerini karşımıza getirilir. İşsizlik sayısı günden güne artıyor , şirketler artık yatırım yapmıyor yada yapmayı yavaş yavaş bırakıyor, bu da borsadaki hisse senedi fiyatlarını etkiliyor. Resesyon başlangıcı bu şekilde baş göstermeye başlar.
Resesyon Başlangıcının Belirten Önemli Detaylar
- Hızla azalan talep
- Hızla düşen fiyatlar, ödenen ücretler ve faiz oranları
- Kısa süreli part-time çalışma durumları
- Artmaya başlayan işsizlik oranları
- Tüketicilerin daha dar satın alma gücü
Resesyondan kurtulma Yolları
Resesyonda olan bir ülkeyi bu durumdan kurtarmak için, genellikle ekonomik teşvik adı verilen bir dizi hükümet önlemi alınmaya başlanır. Bu durumun En önemli dört önlem şunlardır:
- Devletin harcamalarını artırma politikası
- Yıpranma payı, fırsatlarını iyileştirmek
- Çok daha az vergiler
- Vergi depolarını tasfiye etmek
Her şeyden önce, bu önlemlerin muhtemel iki etkisi olacaktır: bir yandan yatırımlara teşvik edecek, diğer yandan özel hanehalklarından gelen talep artırılacaktır. Ekonomik canlandırma başarılı şekilde olursa, genişleme, yani büyümenin başlaması beklenebilir.
Resesyon Ortaya Çıktığında Neler Yaşanır ?
Durgunluk dönemi, her hangi bir ekonominin iş döngüsünün geçebileceği dört aşamadan biridir. Bu şekilde, standart canlanma aşamasını, er ya da geç bir çöküntüye ve ardından bir yükselişe dönüştürebilecek bir durgunluk takip eder. Tipik olarak, bir durgunluk sırasında talep düşer, şirket üretimi düşer, işsizlik yükselir, tüketiciler alıp satarken zorluk yaşar , satın alma gücü düşer, bunların hepsi resesyon sonuçları arasında sıralanabilir.
Resesyon Vatandaşları nasıl etkiler ?
Bu durgunlukta, şirketler ve haneler genellikle biriktirdiği paralarını hanesinde bulundurur, bu nedenle işsizlik genellikle durgunlukta artar; Ayrıca daha fazla insan part-time iş modeline alışır. Her ikisi de daha düşük talebe yol açar. Çünkü daha az kazanırsanız, daha az tüketirsiniz. Sonuç olarak, bunun daha az satan şirketler için korkunç sonuçları vardır. Gelir eksikliği daha fazla işten çıkarmaya yol açabilir. Durgunluğun insanların ceplerini ne ölçüde etkilediği bulundukları meslek dallarına da bağlıdır.
Devlet yetkilileri genellikle çok az etki hissederken, serbest meslek sahipleri ve küçük işletme sahipleri genellikle daha kötü durumda oluyorlar. Bu durumun faydalı noktalarından da bahsetmek gerekiyor, devletin şirketlere ve hatta vatandaşlarına finansal destek sağlayarak durgunluğun etkilerini ne ölçüde hafifletmeye çalıştığında faydalı sayılan durumlar arasında yer alıyor.
Ülke Ekonomileri Ne İçin Resesyona Girer?
Nüfus artışının, altında kalan ekonomik büyüme, Kişi başına düşen gelirin durgunluk ve düşüş durumuna dönüştürülmesi, artan işsizlik, Ekonomik faaliyetlerin durgunlaşması ve durgunluğun uzun sürmesi, İmalat faaliyetlerindeki düşüş, ülkelerin resesyona girmesinin ana nedenidir.
Durgunluk, reel gayri safi yurtiçi hasılanın (GSYİH) art arda en az iki çeyrek boyunca tipik olarak negatif büyüdüğü bir durumdur. Uzun süreli bir durgunluk, ekonomik bir gerileme olarak kabul edilir. Durgunlukla mücadelede kamu harcama politikası, ekonominin kendisini maksimum hızda dengeleyebilmesi için özel harcamaların kamu harcamaları ile olan yetersizliklerinin giderilmesine yol açmaktadır. Böyle bir politika milli gelir seviyesinin düşmesini engelleyecek, özel sektör harcamalarının düşmesini engelleyecek ve ekonomideki daraltıcı güçleri ortadan kaldırmaya çalışarak genişleme başlayacaktır.
Durgunlukla mücadelede kamu harcamaları aynı seviyede tutularak vergiler düşürülebilir. Vergi indiriminin etkili olması için verginin amacı geniş olmalıdır, böylece daha fazla insan vergi indiriminden ve harcanabilir gelirdeki artıştan faydalanabilir ve tüketim ve yatırım harcamalarını artırabilir.
Resesyonun Tersi Nedir?
Deflasyon, en kısa tanımıyla, fiyatlar genel seviyesindeki düşüşün devam etmesi durumudur. durgunluk ne demek? Basitçe söylemek gerekirse, bir durgunluk, ekonomideki bir daralma veya daralma ile temsil edilebilir. Ülke ekonomisi GSYİH’ya göre iki çeyrek üst üste küçülürse, bu ülke resesyonda demektir. Nüfusun ekonomik büyümenin altına düşmesi, kişi başına düşen milli gelirdeki durgunluk ve gerileme, artan işsizlik, ekonomik aktivitedeki durgunluk ve gerileme, gerileme gibi durumlar İmalat, ülkelerin durgunluğa girmesine neden olan temel faktördür.
Durgunluk karşıtı bağlamda kamu harcama politikası, tüm ekonomiyi kendi çalışmasına dengeleme çerçevesinde özel harcama eksikliklerinin emilmesine yansır. Böyle bir politika, özel sektör harcamalarını azaltarak ekonomideki daraltıcı güçleri ortadan kaldırarak ülkenin milli gelirinin düşmesini ve muhtemelen genişlemeye geçişi önleyecektir. Durgunluk nasıl anlaşılır? Bir ülkenin ekonomisi iki çeyrek üst üste küçülürse, bu bir durgunluk olduğu anlamına gelir. Daha net bir yorumla, ülke ekonomisinin büyüme hızı nüfusunkinden daha yavaş olduğu için kişi başına düşen milli gelir olarak değerlendirilir.
